Alihaydar Erdem
Toplumsal hayatın koşulları,çağdaş açıdan sınıf mücadelesidir. Bu mücadele ortamında, her sınıfa, yol gösteren kendi idolojisidir. Liberalizm denen bu ideolojiye burjuvazi sahiptir. Bu, çok iyi bilindiği gibi, sosyalizm denen ideolojiyede,proleteryanın kendisi sahiptir. Bu liberalizm denilen illete, hiç bölünmez bir bütün olarak olarak bakılmamalıdır: Bu,farklı eğilimlere bölünmüş, burjuvazinin farklı tabakalarına tekabül eder..Yukarıda belirtilen argümanlar,sosyalizm içinde geçerlidir,Sosyalist ideoloji, bütün ve bölünmez değildir: onun içinde de farklı eğilimler vardır.Ben, burada, liberalizmi biraz kononun dışında bırakayım – bu konuyu başka bir zamana bırakmak kaydıyle... Yanlızca ben, okucuya sosyalizmi ve onun eğilimlerini tanıtmak istiyorum. Herhalde; bunu daha ilginç bulacaktır. Üç ana eğilime ayrılmıştır sosyalizm: marksizm,anarşizm ve reform.Reformizm denen bu ideoloik akımla, (Bernstein ve yandaşları), uzak bir hedef olarak görür sosyalizmi, Bernstein’in, bu tutumundaki kastı, ve gerçektende sosyalist devrimi reddedmesidir. Sosyalizmi,parlmenterist ve barışçı araçlarla kurmayı amaçlamasıdır. Reformizm, sınıf mücadelesini yadsır,yani sınıfın, burjuvazinin potasında erimesini sağlayan,sınıf işbirliğini savunur. Bu reformizm, gün geçtikçe çürümekte, gün geçtikçe sosyalizme benzer [yanlarının] tümünü yitirmektedir ve bence, bu makalede, sosyalizmi tanımlarken, [reformizmi] incelemenin hiçbir gereği yoktur.Marksizm ve anarşizme gelince iş başkadır: her ikisi de, bugün, sosyalist eğilimler olarak kabul edilmektedir, her ikisi de birbirlerine karşı şiddetli bir mücadele vermektedirler, her ikisi de kendilerini, proletaryaya gerçek sosyalist doktrinler olarak sunmaya çalışmaktadırlar ve kuşkusuz, bu ikisinin incelenmesi ve karşılaştırılması, okuyucuya çok daha ilginç gelecektir.Ben, "anarşizm" sözcüğü söylenince küçümseyerek başını çeviren, yukardan bir havayla elini sallayarak, "Neden bunun üzerinde vakit harcamalı? Hakkında konuşmaya bile değmez" diyenlerden değilim. Bence, böyle ucuz "eleştiriler" hafifliktir ve [hiç bir] yararı yoktur.Ben, anarşistlerin "arkalarında yığınlar bulunmadığı, ve bu yüzden, pek tehlikeli olmadıkları" düşüncesiyle kendisini avutanlardan da değilim. Bugün sorun, kimin, daha büyük ya da daha küçük "yığınları" arkasından sürüklediği sorunu değildir; önemli olan doktrinin özüdür. Eğer anarşistlerin "doktrini" gerçeği yansıtıyorsa, o zaman açıktır ki, [anarşizm] kendine mutlaka bir yol açacak ve yığınları kendi etrafında toplayacaktır. Ama, eğer geçersizse ve yanlış bir temel üzerine kurulmuşsa, çok devam edemeyecek ve ayakları havada kalacaktır. Ama anarşizmin geçersizliği kanıtlanmalıdır.Bazı kişiler, marksizmin ve anarşizmin aynı ilkelere dayandığını ve aralarındaki anlaşmazlıkların yalnızca taktiklere ilişkin olduğunu sanırlar, öyle ki, bu kişilerin görüşüne göre, bir eğilimi diğerinin karşısına çıkartmak yanlıştır.Bu, büyük bir hatadır. Ben, anarşistlerin, marksizmin gerçek düşmanları olduğuna inanırım. Bunun sonucu olarak da, gerçek düşmanlara karşı gerçek bir mücadele verilmesi gerektiğini savunurum. Bu nedenle, anarşistlerin "doktrinini" baştan sona incelemek ve bütün yönleriyle iyice değerlendirmek zorunludur.Mesele şudur ki, marksizm ve anarşizm, her ikisi de, mücadele arenasına sosyalizm bayrağı altında girmelerine rağmen, bütünüyle farklı ilkeler üzerine kurulmuşlardır. Anarşizmin temel taşı, bireydir. [Anarşizmin] öğretilerine göre, [bireyin] kurtuluşu, yığınların, [yani] kolektif vücudun kurtuluşunun baş koşuludur. Anarşizmin öğretilerine göre, birey kurtulmadıkça, yığınların kurtulması olanaksızdır. Buna uygun olarak, sloganı, "Her şey birey için"dir. Oysa marksizmin temel taşı yığınlardır. [Marksizmin] öğretilerine göre, [yığınların] kurtuluşu, bireyin kurtuluşunun baş koşuludur. Yani, marksizmin öğretilerine göre, yığınlar kurtulmadıkça, bireyin kurtulması olanaksızdır. Buna uygun olarak, sloganı, "Her şey yığınlar için"dir.Açıktır ki, burada, sadece taktikler üzerine anlaşmazlık değil, biri diğerini reddeden iki ilke bulunmaktadır.Makalelemin amacı, bu iki karşıt ilkeyi yanyana koymak, marksizmi anarşizmle karşılaştırmak ve böylece herbirinin meziyetlerine ve kusurlarına ışık tutmaktır.Tam burada, okuyucuya bu makalelenin planı hakkında bilgi vermek gerekir kanısındayım. Marksizmin bir tanımı ile [işe] başlayacağız, bu arada anarşistlerin marksizm üzerindeki görüşlerine değineceğiz, ondan sonra da anarşizmin eleştirisine geçeceğiz. Şöyle ki, diyalektik yöntemi, bu yöntem üzerine anarşistlerin görüşlerini, ve bizim eleştirimizi; materyalist teoriyi, anarşistlerin görüşünü ve bizim eleştirimizi (burada da halk savaşı proleterya diktatörlüğü, asgari programı ve genel olarak taktikleri tartışacağız); anarşistlerin felsefesini ve bizim eleştirimizi; anarşistlerin sosyalizmini ve bizim eleştirimizi; anarşist taktikleri ve örgütlenmeyi açıklayacağız - ve sonuç olarak da vargılarımızı vereceğiz.Küçük topluluk sosyalizminin savunucuları olan anarşistlerin, gerçek sosyalistler olmadığını kanıtlamaya çalışacağız.Ayrıca, proletarya diktatörlüğünü reddettikleri sürece, anarşistlerin gerçek devrimciler de olmadıklarını kanıtlamaya çalışacağız...Ve böylece, davamızda ilerleyeceğiz.